Oralar Nereler Ailesini ve Göçebe’yi Ziyaret Ettik
Cumartesi günü çok güzel bir hava vardı. Son bir kaç gündür zaten oldukça iyiydi. Meğer pastırma sıcaklarıymış. Son iki aydır iş nedeniyle yoğun bir çalışma programı uyguladığım için doğru düzgün gezmeye vakit ayıramıyorduk. Dün itibariyle iş programım da hafiflediğinden bu güzel günü değerlendirelim ve bir yerlere gidelim istedik.
Aslında planımı önceden yapmıştım. Bizimkileri Sarıyer’e, YouTube’dan uzun bir süredir keyifle takip ettiğimiz Oralar Nereler ailesini ve üzerinde çalıştıkları karavan otobüs Göçebe’yi görmeye götürecektim. Bunu eşim de istiyordu. Hatta Sarıyer’in neresinde çalıştıklarını tahmin etmeye çalışıyorduk. Biz Reşitpaşa sanıyorduk ama son bölümde Burak “Şalcıkır Caddesi” diye nokta atışı yapınca hemen ben de notumu almıştım.
Eşim gideceğimiz yeri bilmiyor, neresi olduğunu tahmin etmeye çalışıyordu. Önce bir restoran sandı. Sonra birilerini ziyaret edeceğimizi söyledim, bizim onları tanıyıp onların bizi tanımadığı ipucunu da verince kime gideceğimizi anladı.
Cumartesi günü İstanbul’da dışarı çıkmak -trafik açısından- aslında büyük bir eziyet ama Gezentigiller’in yazılmayan kurallarına göre fırsatı bulduğun an değerlendireceksin. Ertesi günü beklersek kim bilir kaç mani çıkar. Giderken çok da uzun sürmedi. Bir saati biraz geçiyordu ki Göçebe’ye ulaştık. Ama dönüşte hiç şansımız yaver gitmedi. Meğer Galatasaray-Beşiktaş maçı varmış. Biz de futbol cahilliğimizden konudan bihaber olduğu için dönüşte Maslak yolunu tercih ettik. Eve varmamız iki saatten uzun sürdü.
Neyse; Göçebe’nin yanına vardığımızda onlar maaile otobüsün üstündeydiler. 7 aylık bebekleri de dahil. Ben kimsenin elinde kamera görmeyince çekim yapmıyorlar zannettim. Meğer GoPro kamerasını tripoda yerleştirmişler ve o şekilde çekiyorlarmış. Otobüsün öbür tarafında ve minicik bir kamera olduğundan farketmedik. Biz laylaylom ortama girip selam verdik. Onlar da sağolsun bozuntuya vermediler. Biz çekim yapabilir miyiz diye izin isteyince onlar da “aslında biz de çekim yapıyorduk” dediler ve o zaman kamerayı farkettik. İnşallah işlerini çok fazla batırıp kendimizi de rezil etmemişizdir.
Biz etrafı gezerken Burak’ın babası, aynı zamanda mekanın sahibi, Kenan Bey otobüsten inip bize hoşgeldiniz dedi. Sonra sağolsun hemen çay koydu, ikramda bulundu. Biz civardaki kedilerle oynayıp vakit geçirirken bir süre sonra Burak ve pamuğu da mola verip otobüsten indiler. Videolarda sürekli pamuk pamuk dediği için şu an kızın gerçek ismi aklıma gelmedi.
Pamuk hanım inince Güneş Kutluhan’ı da yakından görmüş olduk. Maşallah dünya tatlısı bir kuzu. Meğer 7 aylık olmuş. Ne güzel. Allahü teala onun ve cümle müslüman evladının bahtını açık eylesin, hep iyilerle karşılaştırsın.
Biraz sohbet edip çay içip ikramlardan yedik. Sonrasında Burak ikizlere ve bize karavanı gezdirdi. Hatta ikizlerle sohbet edip onları kayda aldı. Belki videoların birinde görebiliriz bile. İkizler otobüs karavanı çok sevdi. Olur da satmazsak belki bizim Vito’muzu da bir gün camper haline getirebiliriz.
Karavanın içindeyken Kenan Bey de son yaptıkları kısımları özet geçti. Kendi ürettiği dekoratif masalardan örnek gösterip nerde kullanacaklarını anlattı.
Biz sohbet ederken civarda oturan başka takipçiler de geldi. Onlar da otobüsü gezdiler. Sohbete katıldılar. Sağolsunlar her gelenle aynı samimiyetle ilgileniyorlardı. Biz adamları işlerinden güçlerinden daha fazla alıkoymamak için bir süre sonra müsaade istedik.
Dönüşte İstinye’de yemek yedik. Amacım yemekten sonra arabayı manzaralı bir yere çekip çay yapmak idi ama trafiğe karışınca bir an önce eve dönelim diye Maslak yoluna girdik. Sonrası malum; yukarıda bahsettiğim gibi derbi yüzünden eve varmamız iki saati geçti.
Yine de güzel bir gündü. Oralar Nereler ailesine bizi misafir ettikleri için çok teşekkür ederiz. İnşallah karavanlarını bir an önce bitirip güzel yollara kavuşurlar.